Hisse Senedi Alırken Nelere Dikkat Edilmeli?

Hisse Senedi Alırken Nelere Dikkat Edilmeli?

Hisse senetlerine yatırım yapmak heyecan verici ve potansiyel olarak ödüllendirici bir girişim olabilir. Bununla birlikte, hisse senedi alımına dikkatli bir değerlendirme ve kapsamlı bir araştırma ile yaklaşmak gerekir.

Hisse senedi alırken dikkat edilmesi gerekenlerin en başlarında, ne kadar risk almaya hazır olduğunuza ve ne kadar getiri hedeflediğinize önceden karar vermiş olmanız gelir.

Analiz sürecinde ise şirketlerin finansal sağlığı, kârlılık durumu, rekabet ortamı ve genel piyasa koşulları gibi dikkate almanız gereken ve bir hisse senedinin performansını etkileyebilecek birçok faktör vardır ve dahası yatırıma aday yüzlerce şirket…

İlk başta aralarından hangisini seçeceğiniz ile ilgili kararsızlık yaşayabilirsiniz. Ancak ne istediğinizi ve nereye bakmanız gerektiğini bilirseniz, aslında bu sürecin o kadar da karmaşık olmadığını görebilirsiniz.

Lisanslı Bir Kurumda Hesap Açtırın

Borsaya adım atmak isteyenlerin cevabını merak ettikleri soruların başında hisse senedi nasıl alınır sorusu geliyor. Hisse senedi piyasalarına ilk adımı atmanız için ihtiyacınız olan tek şey, SPK lisanlı bir aracı kurumda bir yatırım hesabıdır.

GCM Yatırım, SPK lisanslı, geniş yetkili bir aracı kurumdur. GCM Yatırım üzerinden hisse senedi almak için şu adımları izlemeniz gerekir:

  • Başvuru sayfamızdan ücretsiz bir deneme hesabı oluşturun ve ardından gerçek hesap için başvurusu yapın
  • Açtığınız hesaba para yatırın
  • Tradinview adlı işlem platformunu indirin veya Phoenix Trade Team giriş İçin Yardım Alın
  • Platformda Borsa İstanbul’da işlem gören hisse senetlerini görüntüleyerek almak istediğiniz hisse senedi için alım emri verin

GCM Yatırım’ın sunduğu avantajlar arasında rekabetçi komisyon oranları, hızlı işlem yapabilme, güvenli yatırım ortamı, uzman analiz desteği ve eğitim imkânları bulunmaktadır. Hisse senedi almakla ilgili daha fazla bilgi için GCM Yatırım’ın web sitesini inceleyebilirsiniz.

Ayrıca GCM Yatırım üzerinden açtıracağınız bir Forex Hesabı ile yabancı hisse senedi piyasalarında işlem gören hisse CFD’lerine de yatırım yapabilirsiniz. CFD’ler farklı yatırım araçlarına doğrudan sahip olmaksızın, kaldıraçlı ve çift yönlü işlem yapma imkânı sunan türev araçlardır.

Hangi Vadede Olduğunuzu Belirleyin

Hisse senedi alırken süre seçimi, diğer bir ifadeyle vade planlaması, hem kritik hem de bir o kadar göz ardı edilen konulardan biridir. Bir hisse senedi almak, bir şirkete ortak olmak anlamına gelir. Bu ortaklık, hissenizi elinizde tuttuğunuz sürece devam eder. Bazı yatırımcılar, hisselerini uzun yıllar boyunca saklayarak geleceğe yatırım yaparlar. Bazıları ise günlük, haftalık veya aylık olarak alım-satım yaparak kısa veya orta vadeli bir kazanç peşinde koşarlar. Peki, hangisi daha doğrudur?

Hisse senedi alırken süre seçimi konusunda herkesin farklı bir fikri olabilir ve bunları mutlak doğrular olarak sunmak doğru değildir. Ancak, genel olarak, bir şirkete ortak olmanın doğası gereği uzun vadeli bir bakış açısıyla daha uyumlu olduğu söylenebilir. Elbette, her yatırımcının bu kadar sabrı ve uzun vadeye uyum sağlayacak psikolojik dayanıklılığı olmayabilir. Bu yüzden süre seçimi kararını sonunda yatırımcının kendisi vermelidir.

Ancak, kısa, orta veya uzun vadeli bir yatırımcı olmanız fark etmeksizin, bu kararın yol üzerinde değil, yolculuğa başlamadan önce verilmesi gereken bir karar olduğunu unutmayın. Çünkü bu karar, hisse seçim kriterlerinizi ve planlama tarzınızı da belirleyecektir. Örneğin, bir şirketin yıllara yayılan kârlılık durumuna bakarak günlük al-sat işlemleri yapmak başarılı sonuçlar doğurmayacaktır. Aynı şekilde dakikalık veya saatlik grafiklere dayanarak uzun vadeli hisse seçimi yapmanız da makul bir hareket tarzı olmayacaktır.

Yatırım Stratejileri

Bir hisse senedi satın almadan önce, çeşitli yatırım stratejilerini incelemek ve sizin kişiliğinize uygun olanı seçmek gerekir. Gelin, şimdi kısaca farklı yatırım stratejilerine değinelim.

Değer Yatırımı: Değer yatırımı, özetle kalite şirketleri makul değerlerine göre belirli bir güvenlik marjıyla satın alıp, uzun süre boyunca elde tutma yaklaşımı üzerine kuruludur. Değer yatırımcıları, uzun vadede hisse performansının şirketin makul değeriyle uyumlu hareket edeceğini düşünürler. Bu yaklaşımın günümüzdeki en bilinen temsilci olarak Warren Buffett akla gelir. Değer yatırımcıları genel olarak şu sorular ekseninde bir şirkete yaklaşırlar:

  • Hasılatın kaynağı nedir?
  • Kârlar istikrarlı olarak artıyor mu?
  • Şirket borçları sürdürülebilir mi?
  • Şirketin rakipleri kimler ve şirket dürüstçe yönetiliyor mu?
  • Hisse fiyatı, makul değere göre iskontolu mu?

Büyüme Yatırımı: Büyüme yatırımı, gelir ve kâr büyümesi açısından piyasayı aşan performans gösteren hisse senetlerine yatırım anlayışını içerir. Büyüme yatırımcıları, ortalamaların üzerinde büyüyen şirketlerin, makul ölçüde yüksek çarpanlardan bile alınsa, kar elde etme fırsatı yaratacağına inanırlar ve şu sorulara konsantre olurlar:

  • Gelecek 5-10 yılda şirketin hedeflediği kazançlar neler?
  • Maliyet uzun vadede marjlarda iyileşme yaratabilir mi?
  • Şirketin yüksek büyüme için genişleyebileceği alanlar var mı?
  • Faaliyet gösterilen sektör büyüyor mu ve şirket pazar payını artıyor mu?
  • Beklenen büyümeye göre fiyat makul mü?

Temettü Yatırımı: Temettü yatırımcıları önemli ölçüde temettü ödeyen hisse senetleri aramaya odaklanırlar. Elde edilen temettüler, ortaklık hakkını azaltmayacağından, yatırımcılara seneler boyunca nakit akışı sağlayan bir gelir üretebilir veya bu temettüler yeniden yatırıma dönüştürülebilir. Temettü yatırımcıları için en önemli finansal oranlar olarak ise şunlar akla gelir:

  • Temettü verimi
  • Temettü oranı
  • Temettü dağıtma oranı

Elbette bu oranlar yanında, seneler itibariyle temettü dağıtma istikrarı da, temettü odaklı hisse senedi yatırımı yapanlar için son derece önemli bir göstergedir.

Teknik Yatırım: Kesin bir kural olmamakla birlikte, daha çok kısa vadeli yatırımcıların tercih ettiği bir seçim yöntemidir. Teknik analistler, hisse seçimini ve yatırım stratejilerini; kârlılık, nakit akışları, büyüme potansiyeli, pazar durumu gibi temel veriler yerine, daha çok fiyat grafiklerinin söyledikleri üzerine kurgularlar. Onlara göre fiyat hareketleri bizlere, piyasada olup biten her şeyi anlatır.

Ayrıca diğer yatırım tarzına sahip yatırımcılar da teknik analizden piyasa zamanlaması yapmak için faydalanabilirler.

İşe Piyasaları Değerlendirerek Başlayabilirsiniz

Özelikle kısa veya orta vadeli bir yatırımcıysanız, bir hisse satın alma zamanlamasını, genel piyasayı değerlendirerek yapabilirsiniz. Zira hisse senetlerinin önemli bir kısmı, yükseliş ve düşüş hareketlerinin önemli bir bölümünü piyasa ayak uydurarak yapar. Bunun yükselen bir dalganın tüm tekneleri kaldırması ya da alabora etmesi gibi düşünebilirsiniz. Bu yüzden genel piyasanın (ki bizim piyasamız için bunu yansıtan en temel endeks BİST 100’dür) yükseliş trendine girdiği dönemlerde, tüm yatırımcılar için işler biraz daha kolay ilerler ve iyi oluşturulmuş portföylerin akıntıyı arkalarına aldıkları zamanlar, bu dönemlerdir.

Piyasanın ivmesini ve trendini tespit için takip edebileceğiniz temel düzeyde birçok veri ve teknik gösterge vardır. Örneğin, alım satım süreniz birkaç ay ise, o dönem boyunca piyasanın genel yönünü ölçmek için BİST 100 endeksinin 50 veya 22 günlük hareketli ortalamasına bakabilirsiniz.

Diğer yandan temel düzeyde ise, merkez bankası para politikası kurulu kararları veya şirketlerin finansal duyuruları gibi piyasayı harekete geçirebilecek olaylara da dikkat etmenizde fayda olacaktır.

Portföyünüzü Çeşitlendirmeyi İhmal Etmeyin

Portföyünüzü varlık bazında nasıl çeşitlendireceğiniz, diğer bir ifadeyle toplam portföyünüz içerisinde birikimlerinizin yüzde kaçını hisse yatırımına ayıracağınız önemlidir. Benzer şekilde, hisse portföyünüz de, sistematik olmayan riski sınırlamak için belirli ölçüde çeşitlendirme içermelidir.

Yalnızca tek bir hisseye bütün birikiminizi yatırma yaklaşımı, hemen hemen hiçbir profesyonelin tavsiye etmeyeceği bir yatırım tarzıdır.

Şirketleri Tanıyın

Her işte olduğu gibi, yatırımda da kulaktan dolma bilgilerle değil, kendi deneyim ve bilgilerinizden güç alarak ve onları genişletmeye çalışarak ilerlemek en doğrusudur.

Yatırım yaptığınız şirketin ne iş yaptığını bilmeniz ve yaptığı işin akışına hâkim olmanız, başarı şansınızı çok artıracak; hatta bundan da ötesi başarınızı şansa bırakmaktan sizi kurtaracaktır.

Hepimizin bir yetenek dairesi vardır ve şirketleri tanıdıkça bu daire gittikçe genişler. Bugüne kadar bilmediğiniz bir şirket ya da sektörün işleyişini, bugünden sonra öğrenemezsiniz diye bir kural yok. Yapmanız gereken tek şey nasıl araştırma yapılacağı ile ilgili biraz deneyim elde etmek.

Eğer şirketleri daha yakından tanımak istiyorsanız, bunun için KAP (Kamuyu Aydınlatma Platformu) birincil kaynağınız olmalıdır.

Temelleri Gözden Geçirin

Beğendiğiniz ve yatırım yapılabilir bulduğunuz şirketler için detaylara inme zamanı geldi! Bilançolar, Gelir Tabloları, Faaliyet Raporları…  Şirketlerin gelir, kârlılık, borç ve varlık durumu gibi konularda nasıl bir performans sergilediğini yıllar itibariyle inceleyin ve sürdürebilir rekabet avantajı olup olmadığını değerlendirin.

Bütün şirketler hakkında öğrenebileceğiniz her şeyi öğrenmek kolay olmayabilir, ancak bir şirketi diğerinden ayırabilecek ayrıntıları saptayabilmek bu aşamada önemlidir.

Ünlü yatırım fonu gurusu Jack Bogle, finans piyasalarının, bilimsel bir deney yapar gibi tek bir değişkeni kolayca izole edemeyecek kadar karmaşık olduğunu söylemiştir. Bu yüzden tek bir değişkeni değerlendirirken hiçbir zaman diğerlerini gözden kaçırmayın ve resmin bütününe odaklanmaya çalışın.

Piyasa Çarpanlarını İnceleyin

Birçoğunuzun içinizden “hisse senedi alırken hangi değerlere bakılır” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Doğrusu bakılabilecek birçok finansal oran var ve her biri de bize şirketlerin farklı bir yönü hakkında dikkate değer bilgiler sunar. Ancak yatırımcılar, kendi yatırım stratejilerine ve tarzlarına uygun olarak, farklı oran veya verilere odaklanabilir.

Bununla birlikte fiyatlardaki aşırılıkları görmek için fiyat/kazanç oranı, piyasa/defter değeri veya FD/Favök gibi çarpanlara bakmak faydalı olacaktır. Bu çarpanlar “Fiyat ucuz mu pahalı mı?” sorusu için bize hızlı ve pratik bir cevap sunar. Ancak piyasa çarpanlarını incelerken, şu hususu unutmayın: Piyasa çarpanları dikiz aynası gibidir ve size geriyi gösterir. Bu yüzden örneğin, çok düşük veya yüksek bir fiyat/kazanç oranı ile karşılaştığınızda, piyasanın geleceğe yönelik bir beklentiyi fiyatlayıp fiyatlamadığını kontrol etmelisiniz.

Değerlemeleri Raporlarını Okuyun

Eğer uzun vadeli bir yatırımcıysanız, hisselerin değeri ile fiyatı arasındaki ilişkiyi iyi anlamanız gerekir. Örneğin indirgenmiş nakit akımı yöntemine göre hisse değeri, şirketin gelecekteki nakit akışlarının bugünkü değerine eşittir. Hisse fiyatı ise, piyasadaki arz ve talebe göre belirlenir. Hisse değeri ile fiyatı arasında bir uyumsuzluk olduğunda, yatırım fırsatları ortaya çıkar.

Ayrıca hisse değerlemesinde İNA yöntemi haricinde, piyasa çarpanları, net aktif değer gibi yöntemler de kullanılır. Bu yöntemlerin her biri, şirketin değerini farklı açılardan hesaplar. Bu yöntemleri uygulamak için finansal analiz bilgisine ve verilere ihtiyacınız vardır. Bu bilgi ve verilere sahip değilseniz veya bu yöntemleri uygulamakta zorlanıyorsanız, kurumların araştırma departmanlarının raporlarını takip edebilirsiniz. İsterseniz bu noktada işe GCM Yatırım’ın model portföyünü inceleyerek başlayabilirsiniz.

Son olarak, hisse değerlemesinin statik değil, dinamik bir süreç olduğunu ve zaman içinde değişikliğe uğrayabileceğini de aklınızdan çıkarmamalısınız. Bu nedenle, hisse değerlemelerini düzenli olarak takip etmelisiniz.

Sonuç: Phoenix Trade  Desteği İle Her Zaman İleride Olun  Unutmayın'ki BİLGİ GÜÇTÜR

Hisse senedi almak, birçok kişi için karmaşık ve zor bir süreçtir. Bu süreçte, hangi şirketleri seçeceğiniz, ne zaman alıp satacağınız, ne kadar risk alacağınız gibi karar vermeniz gereken birçok husus vardır. Bu kararları verirken, yeterli bilgiye sahip olmak ve analiz yöntemlerini etkin kullanmak çok önemlidir. Aksi takdirde, yatırımınızın değer kaybetme riski artar.

Sonuç olarak, hisse senedi yatırımı yaparken, öncelikle yatırım stratejisi belirlenmelidir: Kısa vadeli mi yoksa uzun vadeli mi yatırım yapılacak? Teknik analize mi yoksa temel analize mi daha çok ağırlık verilecek? Hangi sektörler veya şirketler izlenecek? Tüm bu soruların cevapları, yatırım kararlarınız üzerinde belirleyici olacaktır.

Eğer kısa veya orta vadeli yatırım yapılacaksa, teknik analiz yöntemi uygulamasına yönelik çalışmalar yaparak işe başlayabilirsiniz. Teknik analiz yöntemiyle karar alırken, oyun planını eksiksiz tasarlamak, yatırım disiplininden taviz vermemek, risk-getiri oranı hesaplamasını yapmak ve gerektiği zamanda zarar kesmekten kaçınmamak, en az teknik analiz bilgisi kadar önem arz eder.

Diğer taraftan eğer uzun vadeli yatırım yapılacaksa, şirketlerin finansal performanslarını, rekabet güçlerini, yönetim kalitelerini ve piyasa değerlerini inceleyerek hisse senetlerinin gerçek değerlerini bulmaya odaklanmalı ve değer ile fiyat arasındaki ilişkiyi incelemelisiniz. Çünkü temel analizin özünü, kaliteli şirketleri gerçek değerine göre belirli bir güvenlik marjıyla alma düşüncesi oluşturur. Bununla birlikte, uzun vadeli yatırımcılar dahi, piyasa zamanlaması için teknik analiz yönteminden de destek alabilirler.

Ayrıca tüm bunların dışında, güncel haber ve gelişmelerin takip edilmesi, aracı kurumların araştırma ve hisse değerleme raporlarını okuması da kendinize uygun bir portföy oluşturma sürecinde size dikkate değer bilgiler sağlayacaktır.

Tüm bunlarla birlikte unutulmamalıdır ki, hisse senedi yatırımı uzun soluklu bir maratondur ve söz konusu hisse yatırımı olunca, bu yazıyı ancak bir kitap hacmine sığabilecek şekilde genişletmek mümkündür. Bu yüzden, bu yazıyı sadece bir başlangıç noktası olarak görmenizi ve hisse senedi yatırımı yapmak istiyorsanız, daha fazla araştırma yararak bilgi dünyanızı genişletmenizi tavsiye ederim. Öyle ya, her ağaç başlangıçta sadece bir fidandır.